18 Ağustos 2016 Perşembe

KEMİKLERİ NASIL GÜÇLENDİRİRİZ ??

KEMİK YAPISINI GÜÇLENDİRMEK VE KEMİK SAĞLIĞINI 
KORUMAK İÇİN 2 ÖNEMLİ ŞEY VAR; 

1)  düzenli ve besin değeri açısından zengin bir beslenme ile vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri almak.

2)  düzenli bir egzersiz programıyla kasları, kemikleri ve eklemleri çalıştırmak.


KEMİKLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN BESLENME














Kalsiyum: Günlük beslenmenize kalsiyum bakımından zengin gıdaları ekleyerek işe başlayabilirsiniz. Kalsiyum ihtiyacı en çok, kemiklerdeki kalsiyum yoğunluğunun belirlendiği 9-19 yaşları arasında artar. Kadınlar menopoz sonrası kemik yoğunluğundan bir miktar kaybeder ve bu dönemde orostopol riski artar. Menopoz sonrası günlük olarak gıdalardan alınan kalsiyum miktarını arttırmak veya doktor önerisi ile kalsiyum takviyesi kullanmak bu riski azaltmanıza yardımcı olacak
   
 Egzersiz:
Ağırlıkla yapılan egzersizler kemiklerinize yük bindirerek güçlenmelerine yardımcı olur. Tabii burada bahsettiğimiz ağırlık onlarca kilo değil. Kendi sağlık koşullarınıza ve yapınıza uygun ağırlık miktarı hakkında bir spor hocasından bilgi alabilirsiniz. Amaç kasları geliştirmek değil, kasları ve kemikleri çalıştırmak olmalı.


Ağırlık egzersizleri dışında haftada 3-4 gün yüksek tempoda yürümek, jogging, koşu, bisiklet gibi egzersizler hem kemiklerimizi güçlendirir hem de genel sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Bu egzersizleri en az 30 dakika ve nabzınız yükselecek biçimde yapmalısınız.


Yaşa Göre Günlük Kalsiyum İhtiyacı
  • 1-3 yaş 500 mg
  • 4-8 yaş 800 mg
  • 9-18 yaş 1.300 mg
  • 19-50 yaş 1000 mg
  • 50 yaş üstü 1.200 mg


D Vitamini: D vitamini kalsiyumun kemiklere ulaşmasına yardımcı olur. Güneş en iyi D vitamini kaynağıdır. Aşırıya kaçmadan haftada 3-4 kez 10-15 dakikalık periyotlar halinde güneşe çıkmak kemiklerinizi güçlendirecektir.
Protein: Kemiklerin %30’u “kolajen” adlı proteinden oluşmaktadır. Düşük yağlı kaynaklardan protein alarak kemiklerinizi güçlendirebilirsiniz. Fasulye, balık, tavuk gibi gıdalar kemik yapısına katkıda bulunur.
Kesinlikle Kahve İçmeyin:  Aşırı kahve ve şeker tüketimi kemiklerdeki kalsiyum miktarını azaltır. Bunun dışında sizi aç bırakan diyet programlarından uzak durun.



17 Ağustos 2016 Çarşamba

KEMİK ERİMESİNİ NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ


Kemik erimesi (Orostopol); kemik doku yoğunluğunun azalması, dayanıklığının azalması yani, kemik kalitesinin bozulmasıdır. Kemik erimesi arttıkça, kemiklerin kırılganlığı da artar.
Kemik erimesi mutlaka tedavi edilmeli. Çünkü, kemik erimesi, tedavi edilmediği takdirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavinin en önemli amacı kırık riskini azaltmaktır.
Tedavi belki her şeyi normale döndürmeyecek, ama, ilerlemesini durduracaktır. Bu büyük kazanç diyebiliriz
Bu arada, kemik erimesinin önlenmesi veya tedavisinde beslenmenin önemi büyük diyor ve size önereceğimiz besinleri bolca tüketmenizi öneriyoruz.
Kemik Erimesine Karşı Yenecek Besinler

  • Kayısı
  • Süt
  • Soğan
  • Marul
  • Brokoli
  • Kuru erik
  • Üzüm Çengidir Öçüdü
  • Nar Özütü
  • Portakal gibi Narenciye Meyveleri 
  • Elma






Kemik Erimesi Olanlar Nasıl Egzersiz Yapmalı?


Kemik erimesi, kemik miktarındaki azalma ve kalitesindeki bozulma nedeni ile, kemiklerin zayıflaması ve kırılmaya çok yatkın bir hale gelmesidir. Yani, kemik erimesi, kemikleri çalan sessiz bir hırsızdır.Kemik hazinemiz, doğumdan başlayarak, otuzlu yaşlarımıza kadar artar. Yani, kemik hazinemizde ne kadar çok kemik biriktirirse, yaşlılıkta uğrayacağımız kemik kaybını o kadar az zararla kapatırız.

                                         
                          EGZERSİZ,



Egzersiz;
* Kemik yapımının uyarılmasına yardımcı olur.

* Kalsiyumun kemiğe yerleşmesini kolaylaştırır.

* Kasları güçlendirir.

* Vücut şeklinin bozulmasını ve şişmanlığı önler.


Kemik Erimesi ve Kemik Erimesini Artıran Durumlar


Kemik erimesi, kemik kitlesinin, yani, içindeki minerallerin azalması ve mikroskobik olarak incelendiğinde yapısının bozuk bir hal alması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının arttığı bir iskelet hastalığıdır.Kemik erimesi, en çok, omurlar, kalça kemiği ve bileklerde görülür. Diğer kemiklerde görülme olasılığı da vardır. Bunun sonucunda boy kısalığı ya da hayati önem arz eden kırıklar oluşabilir.


Kemikler 35 yaşından sonra içerdiği minerali (kalsiyum) kaybetmeye başlar. Oluşan kemik miktarı, kaybedilen kemik miktarından az olursa kemik kaybı gerçekleşir.
Öncelikle kadınların bu hastalığa yakalanma sıklığının erkeklere oranla daha fazla olduğunu belirtmek gerekir.
Özellikle menopoz sonrası, östrojen hormonunun da azalmasına bağlı olarak bu ihtimal daha da artar. Nitrojen azalması kadınlarda kemik erimesinin temel nedenidir.Menopoz döneminde, kemik erimesi, ne kadar fazla olursa, ileri yaşlarda kemik kırığıyla karşılaşma ihtimali o kadar artar. Çünkü, bu hızlı kemik kaybı, menopozla başlar ve 15 yıla kadar sürer. Daha sonra kemik kaybı azalır. İşte bu ara dönemdeki kayıp çok önemli. Bunu minimum zararla atlatmak, ileride oluşacak kemik kırıklarının önüne geçmek için şarttır.
45 yaşından önce, doğal ya da cerrahi bir operasyonla yumurtalıkların alınması sonucu, adet görmeme ve adet düzensizliği sonucu, kemik erimesi görülebilir.
Yaşın artışı, normal bir süreç olsa da kemik erimesi ihtimalini arttırır
Kalıtsal faktörler de kemik erimesi oluşumunda etkilidir. Özellikle ailesinde kemik kırığı olan kişilerde ileri yaşlarda kemik erimesi görülme ihtimali artar. Önceden herhangi bir kırık geçirmiş olmak da aposteriori neden olabilir.
Astım ya da eklemlerinde iltihaplı rahatsızlıklar olanlarda görülme riski fazladır.
Kalsiyumdan ve D vitamininden yetersiz beslenmektir. Bunlar kemiğin temel mineralleri olduğundan eksikliği kemik yıkımını arttırır.
Sigara ve alkol tüketimi de kemik erimesini artıran  durumdur.
Guatr ilaçları, kortizonlu ilaçlar da kemik erimesini arttırır.
Erkeklerin kemikleri kadınlara oranla daha kuvvetlidir. Çocukluk döneminden itibaren bu durumun böyle olması erkeklerde kemik erimesinin niçin daha az olduğunu ortaya koyar. Yani, kadın olmak, kemik erimesi için bir risk faktörüdür.
Hareketsiz bir yaşam tarzı sürme, bazı fiziksel problemler ve testeren hormonunun azalması kemik erimesi yaşatan durumlardır. 


İNSAN İSKELETİ

İnsan iskeleti, kemiklerden oluşur ve bağlar (ligamanlar), (kirişler) (tendon), kaslarkıkırdaklar ve diğer organlar tarafından desteklenir. İskelet sabit ve değişmez değildir; kompozisyonu yaşam boyunca değişir. Gebeliğin erken dönemlerinde, fetüs sert bir iskelete sahip değildir, rahmin içindeki dokuz ay boyunca kemikler yavaşça oluşur, olgunlaşır. Doğumda, tüm kemikler oluşmuştur fakat yeni doğmuş bir bebek bir yetişkinden daha fazla kemiğe sahiptir. Ortalama olarak, yetişkin bir insan 206 kemiğe sahiptir (Gray Anatomisi'ne göre, yine de sayı bireyden bireye küçük oranlarda değişiklik gösterir), oysa bir bebek 300'den fazla kemikle doğar. Farkın nedeni büyüme sırasında birbiriyle kaynayacak olan küçük kemiklerdir. 
Kemikler :  kısa, uzun ve yassı kemikler olarak şekillerine göre (üçe) ayrılır.

1) Kısa Kemiklerin Yeri 

Kısa kemikler vücudumuzun 3 yerinde bulunur.

  •  Elimizdeki parmaklarımızda bulunan kemikler kısa kemiklerdir. 
  •  Ayak parmaklarımızda bulunan kemiklerde kısa kemiklerdir.
  •  Omurlarımız da bulunan kemiklerde kısa kemiklerdir.



2) Uzun Kemiklerin Yeri
Uzun kemikler kollarda ve bacaklarda bulunan kemiklerdir
  • Boyu eninden uzun olan kemiklerdir.
  • Vücudun hareketini sağlayan kemiklerdir.
  • Kol ve bacaklarda bulunan kemikler.
  • Uzun kemiklerde Sarı ilik ve kemik kanalı vardır.

3) Yassı Kemiklerin Yeri
Kalınlığı genişliğinden ve boyundan daha az olan kemiklere yassı kemikler adı verilir

Yassı kemikler vücudumuzdaki göğüs, kafatası, kürek ve kaburga kemikleridir. 
Yassı kemikler yassı görünümlü kemiklerdir. Sarı ilik ve kemik kanalı yoktur. Göğüs, kafatası ve kaburga kemikleri yassı kemiklerdir.


İSKELET MODELİ Mİ LAZIM :

Okullarda, hastanelerde, laboratuvarda iskelet model ihtiyacınız varsa YENİLAB Laboratuvar ve Eğitim Gereçleri bir tık uzağınızda